BUTİK MARDİN TURU
BAŞLANGIÇ
11.05.2018BİTİŞ
13.05.2018KAÇ GÜN
3 günKAÇ GECE
2 geceKAMPANYALI TUR
HayırMardin - Kırklar Kilisesi - Ulu Cami - Kasımiye Medresesi - Deyrul Zaferan Manastırı - Dara Antik Kenti
Mardin
uçağı ile bir saat elli dakikalık yolculuğun ardından Mardin'e ulaşıyoruz.
Alanda bizleri bekleyen aracımıza binerek yöresel zenginlikler ile hazırlanmış
kahvaltımızı aldıktan sonra (ekstra) müze kent Mardin’i tanımaya başlıyoruz. Burada
ilk durağımız Mor Behrem Kırklar Kilisesi. Kilise görevlisinden alacağımız
bilgilerin ardından Mardin’in dar sokaklarında yapacağımız yürüyüşle Mardin
müzesi, Latifiye Camii ve bölgenin en önemli yapılarından biri olan Ulu Camii
görüyor ve fotoğraflıyoruz. Ardından birçok dizi ve filme ev sahipliği yapmış
PTT binası geziyor, Şehidiye Camii ve Medresesi ziyaretimiz sonrası Mardin’in
sembollerinden olan Abbaralardan geçip aracımıza binerek, Kasımiye medresesine
ulaşıyoruz. Selçuklu döneminde üniversite denginde eğitim veren bu olağan üstü
mimaride Güneydoğu kültüründeki eyvan felsefesini öğrenip gezilerimizi
tamamladıktan sonra rotamızı 1932 yılına kadar Dünya’daki Süryani halkının
merkezi konumunda bulunan Deyrulzafaran Manastırına çeviriyoruz. Manastır
hakkında edineceğimiz bilgiler sonrasında Mezopotamya’nın Efes’i olarak
adlandırılan Dara’ya gidiyoruz. İpek yolu üzerinde bulunan bu antik kentte
dünyanın ilk su barajına ait olan kalıntıları,antik dönemde Ahamanişlerin
tanrısı Ahura Mazda’ya inanıldığı ve bunun için de bir takım ateş kulelerini,
kale (Daras Anastasiupolis), kilise, köprü, su kanalları, su sarnıçları,
arasta, kaya mezarları ve sivil yerleşim binalarına ait kalıntıları incelerken
yöre halkı ile gireceğimiz ikili ilişkiler ve bizlere Mezopotamya misafirperverliğinin
inceliklerini sunma yarışları hoşgörü ve sevginin bölgede ne derece güçlü
olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Kalbimizin bir kısmını burada bırakmamızın
ardından serin sularıyla cennetten bir köşe olarak tasvir edilen bölgenin
mesire alanı Beyaz Su gezisi sonrasında Mardin'de bulunan otelimize ulaşıyoruz.
Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
Savur - Abdullah Bey Konağı - Midyat - Meryem Ana Kilisesi- Mor Gabriel Manastırı
Sabah
otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında dört tarafı yeşillikler ve
sularla çevrili olan Savur’a gidiyoruz. Osmanlı döneminde "nahiye-i Savur,
tabi-i liva-i Mardin" diye adlandırılan Süryani ustaların muhteşem taş
işlemeleri ile ön plana çıkmış bu yerleşim yerinde Savur kalesi çevresinde
tarihi mekanları,dar sokakları rehberimiz eşliğinde dolaşarak Hacı Abdullah Bey
konağına çıkıyoruz. Kuşbakışı manzaranın keyfini çıkartarak aracımızla Dereiçi (Kilit)
köyüne ulaşıyoruz.3-4 aile dışında kalanlarının tümünün avrupaya göç ettiği bu
köyde Mor Dimet (Romatizma) manastırı gezisini yaparak küçük Mardin olarak
adlandırılan Midyat'a ulaşıyoruz. Bölgenin önemli el sanatlarından olan Telkari
pazarında vereceğimiz serbest zaman sonrasında birçok diziye ev sahipliği
yapmış olan Konuk evi terasına ulaşıyoruz.Burda birbirinden güzel fotoğraflar
çekerek yöresel sarı kesme taş mimarisi ile farklı manzaraları
ölümsüzleştirdikten sonra Süryanilerin “Yoldath Aloha” Arapların “El Hadra”
olarak adlandırdıkları Meryem Ana kilisesi gezisi ile Mor Gabriel manastırı
ziyaretlerimizin ardından Midyat'tan ayrılıyor ve Mardin'de bulunan otelimize
geri dönüyoruz. Yemek sonrası dileyen misafirlerimizi yörenin meşhur Reyhani
gecesi eğlencesine götürüyoruz (ekstra)
Hasankeyf-Malabadi-Ongözlü Köprü-Diyarbakır Surları
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında yapımı devam eden Ilısu barajı su tuttuktan sonra baraj gölü altında kalacak olan Raman dağlarının güneyinde Dicle nehrinin iki tarafına kurulu olan Hasankeyf’e gidiyoruz. Yol üzerinde baraj inşası sebebiyle yeni kurulan yerleşime taşınmış olan Artuklu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’in türbesini görerek Hasankeyf’e ulaşıyoruz. Hasankeyf’te ziyarete kapalı olan kalenin kuzey ucunda yer alan ve Seyir köşkü olarak yapılan Küçük Saray yapısını (aşağıdan görülecektir), ilk ne zaman yapıldığı bilinmeyen ve günümüzdeki haliyle Roma dönemine ait olan köprünün temelleri üzerine Artuklular tarafından tekrar inşa edilen köprüyü ve El Rızk camine ait olan ve yakında tıpkı Zeynelbey türbesi gibi yeni yerleşime taşınması planlanan minaresini gördükten sonra petrol kuyuları manzarası eşliğinde Batman'da öğle yemeği sonrası Timurtas bin ilgazi tarafından Batman çayı üzerinde 1147 yılında yaptırılan, türkülere konu olmuş Malabadi köprüsüne ulaşıyoruz. Burada edineceğimiz bilgiler ve çekeceğimiz birbirinden güzel fotoğrafların ardından Diyarbakır'a ulaşıyoruz. Meşhur on gözlü köprü ile tarihi surlarda Heysel bahçelerini gördükten sonra Diyarbakır havalimanına ulaşıyoruz. İstanbul uçağı ile hareket ediyor,alanda bizleri bekleyen servis araçlarımızla sizleri aldığımız noktalarda bırakırken bir sonraki turlarımızda buluşmak üzere sizlere SEE YOU diyoruz :)